19 Eylül 2022 Pazartesi

"Taze fasulye pişirirken eklenen su sıcak olmalı" gibi bir detay önümde.

 Ozan K. da gittiğine göre dönelim bakalım tekrar uzun sessizliklerle susup; bağıra çağıra yazma günlerine.

Ah keşke yazabilsem moleskinlere eskisi gibi. Artık  her şeyi söyleyivermek daha kolay geliyor, daha çabuk ve etkili. Bir an önce zihni boşaltıp rahatlamak. Daha fazla düşünmeden başka bir konuya geçmek. Çok irdelemeden olduğu gibi bırakmak kafamdakileri ; masanın üzerinde bıraktığım kahve fincanı gibi. İçindeki telvenin ne söyleyeceğine aldırmadan, inanmadan, umut bağlamadan.

Nasıl bu hale geldi her şey diye bile düşünmeden, önümdeki beyaz ekranda beliren kelimeleri çok da umursamadan.

Bulaşık makinesi çalkalayadursun, "Braking Bad" in ikinci sezonuna hazırlık yaparken "yaz jeliza yaz" dediler. Benden bir "Heisenberg" olur mu  düşüncesindeyim bu belirsizlikle neler yaparım neler...Tablo analizleri, bildiğin en bilinmeyenli denklemleri çürüten teoremler, fişler, muhasebeler...Gelsin işler Jeliza, yaz kızım...İki sodyum, bir sülfat anılarda kalan ...Stoklu tüm tuzlara gelsin.

Eylül çok pis geldi bu sefer; hüzünlü hem , hem de hazırlıksız yakaladı beni tam belimden. Kıpırdayamıyorum; hava serinlese azıcık, soluk alabilsem. Orhan Pamuk'un yeni bir romanına başlayabilsem örneğin, ya da evdeki fazla eşyalardan kurtulabilsem; büyük temizlik, hafifleme, sadeleşme...Dikiş makinası alsam eve belki ; iki paça, bir sürfile hayat kurtaracak belki kim bilir...

Ne güzel sadeyse her şey ; olduğu gibi abartısız......

İşte böyle, biri gittiğinde uzaklara, önce saçmalayıp bir süre; ufuk çizgimi belirginleştiriyorum sonra hemen.. Silik, paslı ama renkli; denizin üzerinde belirmeye, kendini bana göstermeye çalışan o  emektar ufuk çizgim. Birini daha dizdim üzerine, bu sefer çok daha yakına, tam da mavinin içine.

Göz hizamdan ayırmadan, moleskinden eksik etmeden.

28 Ocak 2020 Salı

Edip yine ortalarda yok fırtına sonrası, kasabaya inmiş olmalı..

Bahçe kapısında bekliyor üst kattaki teyze.Sade bir "iyi akşamlar" selamıyla önünden geçip apartmana girebilmek tek isteğim.Elimdeki  beş litrelik damacana su gittikçe ağırlaşıyor, bir an önce evde olma isteğim...Hızlı olmalıyım bu etapta, teyzeyi hızlıca selamlıyorum.

"İyi akşamlar, nasılsınız?"

Mesafeyi koruyarak başımla da selamımı destekliyorum.Teyze sesi titreyerek "iyi akşamlar" diyor bana.

"Oğlumu bekliyorum, yalnızım ya depremler de oluyor.Beni evde tek bırakmak istemiyorlar .."

Tabii ya..Eşi hastaydı yaz dönemi, market dönüşü karşılaşmıştım teyzeyle .O zaman da nasıl olduğunu sormuştum. "amcan" demişti "hasta..Ameliyat oldu, tümör var beyninde "

Yaz sıcağında bir Cumartesi  market dönüşü teyzeyle aramızda geçen bu konuşma bir anda zihnimde yankılanıyor.Emrullah Amca evet hastaydı.Nasıl olduğunu sormaktan korkarak teyzeye biraz daha yanaşıyorum.Ağlamaya başlıyor,

 "kaybettik amcanı.İki ay oluyor"

"Başınız sağ olsun, Allah rahmet eylesin"  diyebiliyorum sadece.Tüm taziye cümlelerim bu kadarcık teyzeye..

Bir elinde çanta, bir elinde mendili yaşlı gözlerini siliyor teyze..Anlatıyor,anlatıyor..,ağlıyor..Telefonu çalıyor; oğlu arayan.Apartman kapısı açılıyor, yönetici ve eşi çıkıyor dışarıya.Gülümseyerek  bana bakıyorlar..Teyze onlara sırtını dönüyor.Telefonu kapatıp söylene söylene çantasından para kesesini çıkarıyor.

"Al bunu al, onlara ver,ben konuşmuyorum onlarla, bu ayın aidatı."

Elimde yüz lira, bahçe kapısına doğru adım atıyorum tereddütle.Sonra geri iki adım.Yönetici ve eşi taksiye binip uzaklaşıyorlar çoktan.Teyze, ağlamaklı yüzünde öfkeyle ;

"tamam dur sen , ben komşuyla gönderirim yarın" diyerek  parayı geri alıyor elimden.

"toprağı bol olsun amcanın.."

Teselli cümleleri ararken, teyze oğlunun arabasına binip torunlarına sarılıyor gözlerini silerek.

 Beş litrelik damacana en ağır haliyle mıhlıyor beni bahçe kapısına.Bahçede sandalım olsa keşke diye düşünüyorum bir an; kürek çekebilsem maviliklere..

Apartmana giriyorum nihayet.Karşımda bir karanlık, otomat yanmıyor, asansör çalışmıyor.Tırmanma şeridi dört kat,damacana beş bin litre..

Merdivendeyken deprem olmamasını umuyorum;yarına Allah kerim diyerek.